Nafile Namazlar İçin Aşağıdaki Resimleri Tıklayınız
HAFTAYA ÖZEL NAMAZAR İÇİN LİNKLERİ SEÇİP ÜZERİNİ TIKLAYINIZ
|
|
Hz. FÂTIMA KİMDİR?
İslam peygamberi Hz. Muhammed’in ailesinden, en küçük kızı olan Hz. Fâtıma, Ehl-i Beyt’in annesi, ümmetin göz bebeğidir. Yaşarken de vefat ettikten sonra da müminlerin gönüllerinde tahat kurdu.
Ümmü Ebiha /babasının annesi ve binti ebiha /babasının kızı lakapları ile tanınan Hz. Fâtıma, Allah Resûlü (a.s.m) çok sever, onuntarafından çok sevilirdi.
Babasına olan yoğun sevgisi, onu hal, hareket ve yaşantısı ile babasına benzetmiş, yalnızca bedenen değil, ahleken de onun aynası olmuştur. “Fâtıma benden bir parçadır.” buyuran Efendimiz, onu ne kadar çok sevdiğini bildirmiştir.
Ümmü Ebiha /babasının annesi ve binti ebiha /babasının kızı lakapları ile tanınan Hz. Fâtıma, Allah Resûlü (a.s.m) çok sever, onuntarafından çok sevilirdi.
Efendimiz ona çok değer verir, “Fâtıma kıyamet günü cennetteki kadınların hanımefendisi olacaktır.” buyururdu.
“Sözleri ve konuşması Fâtıma’dan daha fazla Allah Resûlü’ne (a.s.m) benzeyen birini daha görmedim. Fâtıma yanına gelince, Allah Resulü (a.s.m.) ayağı kalkar, onu öper ve “Hoş geldin kızım!” diyerek karşılardı. Babası onun yanına vardığında, Fâtıma da babasını aynı şekilde karşılardı.”
Vahyin geldiği evde, davet mücadelesinin merkezinde Efendimiz ve Hz. Hatice gibi insanlığın en faziletli baba ve annesinin terbiyesi altında mükemmel bir hanım olarak yetişti.
Annesi vefat edince Efendimizi adım adım izleyerek, annesi gibi koruyup kollamaya çalıştı. Müşriklerin zulmüne karşı canını feda edercesine kalkan oldu. Adeta ona uzanan elleri kırdı.
Hz Fatımanın Cesareti
Ukbe b. Ebî Muayt Kabe’de Rabbine yönelmiş huzuru kalp ile namaz kılan Efendimiz secdede iken başına deve işkembesi koyduğu sırada orada bulunan sahabilerden hiç biri zalimlere müdahale etmeye cesaret edememişti. Biri Efendimizin evine koşarak durumu Hz. Fâtıma’ya bildirdi. O sırada en fazla on beş yaşında bir kız olan Hz. Fâtıma endişeyle evden ayrıldı. Koşarak Kabe’ye gitti. Babasının bulunduğu yere yaklaştığında gördüğü manzara karşısında dehşete düştü. Rabbine secde eden babasının başının üzerinde büyük bird eve işkembesi duruyordu. Koşarak yanına gitti. Gözyaşları içinde deve işkembesini babasının üzerinden kaldırıp yere attı. Efendimizin üzerini temizledi. Allah Resûlü (a.s.m.) hala secdede Rabbine en yakın olduğu anı dolu dolu yaşıyor, huzurunu bozmadan ibadetine devam ediyordu.
Yapılan zulmü içine sindiremeyen Hz. Fâtıma, gözyaşlarını sildi. Babası namaza devam ederken yapılanların hesabını sormak için büyük bir cesaretle müşriklerin karşısına dikildi. Onları en ağır kelimelerle ayıplayarak, yaptıkları bu kötülükten dolayı kendilerini kınadı. Neye uğradıklarını şaşıran müşrikler, beklemedikleri tepki karşısında adeta donup kaldılar. Sanki Allah ağızlarını ve dillerini bağlamıştı. Böyle bir tepki ile karşılaşacaklarını akıllarının ucundan bile geçirmeyen zalimler, başlarını yere eğdiler, ses çıkarmadan annemizi dinlediler. Hiçbiri, tek bir kelime dahi söyleyemedi. Bu sırada Efendimiz namazını bitirmişti. Yanına vardı. Birlikte eve gittiler.
Hz. Fatıma Kaç Yaşında Evlendi
Yirmi yaşına gelince Hz. Ali ile örnek bir evlilik yaptı. Evlendikleri zaman Hz Ali ise 25 yaşında idi. Evliliğin ilk günlerinde Efendimizin tavsiyesine uyan Hz. Ali, sevgili eşi Hz. Fâtıma iş bölümü yaptı. Buna göre; evin dış işlerini Hz. Ali, iç işlerini de Hz. Fâtıma yapacaktı. Hz. Fâtıma ihtiyaç duyduğunda kayınvalidesinden yardım isteyecekti. Hz. Ali bunun için annesi Fâtıma binti Esed ile konuştu. Durumu anlattı:
– Ben Allah Resûlü’nün (a.s.m.) kızına, dışarıdaki işlerinde ve su taşımada yardımcı olacağım. Sen de evin içindeki işlerde, hamur yoğurma, ekmek pişirme ve öğütmede yardımcı olur musun, diye rica etti. Annesi kabul edince el birliği ile işlerin üstesinden geldiler.
Fatıma Benden Bir Parçadır
Son derece akıllı, ileriyi gören, basiret sahibi, kalbi hikmet pırıltıları ile dolu bir hanımdı. Bir gün Allah Resûlü (a.s.m.) Hz. Ali’ye:
– Kadınlar için en hayırlı olan şey nedir, diye sordu. Hz. Ali, soruya hemen o anda cevap veremedi. Ne diyeceğini bilemeyince sustu. Allah Resulü’nün (a.s.m.) yanından ayrıldıktan sonra eve gitti. Hz. Fâtıma ile sohbet ederken Efendimiz ile aralarında geçen konuşmayı anlattı. Sorunun cevabının ne olabileceğini sordu. Hz. Fatıma:
– Kadınlar için en hayırlı şey, erkeklerle arasına mesafe koymak, erkekler için en hayırlı olanda onlara bakmamaktır, deseydin ya! dedi. Eşinin verdiği cevabı beğenen Hz. Ali sevinçle yerinden fırladı. Evden çıkıp doğruca Allah Resûlü’nün (a.s.m.) yanına gitti. Sorunun cevabını söyledi. Cevaptan hoşlanan Allah Resûlü (a.s.m.):
– Bunu sana kim öğretti, diye sordu. Hz. Ali:
– Fâtıma, dedi. Kızını bir kez daha takdir eden Allah Resûlü (a.s.m.):
– Fatıma benden bir parçadır, buyurdu.”7